Foucault Sarkacı, fizik ve astronomiye ilgi duyan herkes için büyüleyici bir fenomen olarak öne çıkar. 1851 yılında Fransız fizikçi Léon Foucault tarafından icat edilen bu sarkaç, Dünya’nın dönüşünü gözle görülür bir şekilde kanıtlar. Peki, Foucault Sarkacı nasıl çalışır ve bilime katkıları nelerdir?

Foucault Sarkacı Nedir?

Foucault Sarkacı, tavanından sarkan uzun bir ipin ucuna bağlı ağır bir kütle ile oluşturulan basit ama etkili bir düzeneğe sahiptir. Sarkacın hareketi, Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğünü doğrudan gösterir. İlk olarak Paris’teki Panthéon‘da sergilenen bu sarkaç, ziyaretçilere gezegenimizin dönüşünü somut bir şekilde sunar.

Nasıl Çalışır?

Foucault Sarkacı’nın temel prensibi, hareketin korunumu yasalarına dayanır. Sarkaç başladığı noktadan harekete geçtiğinde, sallanma düzlemi sabit kalırken, Dünya sarkacın altında döner. Bu, sarkacın sallanma düzlemi ve Dünya’nın yüzeyi arasındaki açının zamanla değişmesine neden olur. Bu fenomen, Dünya’nın dönüşünü gözlemlenebilir kılar.

Bilime Katkıları

Foucault Sarkacı, fizik öğretiminde önemli bir rol oynamaktadır. Bu sarkaç, dönme hareketi ve atalet momenti gibi kavramları öğrencilere görsel ve etkileşimli bir şekilde sunar. Aynı zamanda, bilimsel düşünce ve yöntemin güzel bir örneği olarak, bilimin doğasını ve bilimsel keşif sürecini vurgular.

Foucault Sarkacı’nı Nerede Görebiliriz?

Foucault sarkaçları, dünyanın dört bir yanındaki çeşitli kurumlar, müzeler ve laboratuvarlarda sergilenmektedir. Özellikle Güney Kutbu gibi ekstrem bölgelerde bile bir Foucault sarkacı mevcuttur. Türkiye genelinde, Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi, Ege Üniversitesi Rasathanesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gözlemevi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gezegenevi, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Bilim Deney Merkezi, Trakya Üniversitesi TÜTAGEM, Ankara’daki MTA müzesi ve Isparta Belediyesi Halı Kilim ve Etnografya Müzesi gibi çeşitli yerlerde Foucault sarkaçlarına rastlanmaktadır.

Foucault Sarkacı Deneyi

Foucault’nun Deneyi, toplumda büyük ilgi uyandırdı ve III. Napolyon, Foucault’ya Paris’teki görkemli Panthéon‘da bu deneyi gerçekleştirme izni verdi. Foucault, kubbenin tam ortasına 67 metre uzunluğunda bir çelik tel ile 28 kg ağırlığında demir bir top asmıştır. Topun altına, kum serili zemin üzerinde iz bırakacak şekilde sivri bir uç eklenmiştir. 31 Mart 1851‘de, bu izler sayesinde sarkacın salınım düzlemindeki değişiklikler gözlemlenebilmiştir. Pantheon, bu önemli deneyi izlemek için toplanan kalabalıklarla dolmuştu. Sarkaç harekete geçirilmeden bir saat önce, etrafta titreşim ve hava akımlarını önlemek için izleyicilerden sessiz ve hareketsiz olmaları istenmiştir. Sarkaç sessizce sallanmaya başladığında, ilk başta bir değişiklik gözlenmemiş, fakat zamanla kum üzerindeki izlerin yavaşça değiştiği fark edilmiştir. Sarkacın salınım düzlemi gözle görülür şekilde dönmeye başlamış ve bu durum, Dünya’nın ekseni etrafında dönüşünü doğrudan göstermiştir. Bu deney sırasında Pantheon’a asılan Foucault sarkacı bugün de orada asılı durmaktadır.

1850’li yıllarda Dünya’nın dönüşü, çoğunlukla astronomik gözlemlerle bilinmekteydi. Teleskop kullanamayan ya da kullanmayı bilmeyen kişiler için Dünya’nın dönüşünü gözlemle kanıtlama imkanı yoktu. Kuzeyden bakıldığında, Dünya saat yönünün tersine döndüğü için gökyüzündeki cisimler saat yönünde hareket ediyor gibi görünürdü. Bu, yerkürenin dönüşünün bir kanıtı olarak algılansa da, eski Yunan felsefesinde olduğu gibi sabit bir Dünya etrafında dönen gök kürelerle de aynı gözlem yapılabilirdi. Kuzey ya da Güney Kutbu’nda, bir sarkacın salınım düzlemi, Dünya’nın altında dönüşünü sürdürürken yıldızlara göre sabit kalmaktadır ve tam bir dönüşü 24 saat sürmektedir.

Foucault’nun sarkacı, 1661’de Vincenzo Viviani tarafından yapılan benzer bir deneyden ilham alınarak tasarlanmıştır. Foucault, bu prensipleri 1817’de Johann Bohnenberger tarafından keşfedilen ve daha sonra jiroskop olarak adlandırılacak olan mekanik bir alete uygulamıştır.

Foucault Sarkacı, bilim tarihindeki en önemli icatlardan biri olarak kalmaya devam etmektedir. Dünya’nın dönüşünü gözle görülür şekilde kanıtlar ve bilimin temel prensiplerini öğretmede değerli bir araçtır. Bilime olan merakınızı derinleştirmek istiyorsanız, Foucault Sarkacı sergilerini ziyaret etmek, bu konuda size yeni perspektifler sunabilir.

Paylaş.

Atatürk Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden mezun olan Alper, bir firmanın AR-GE bölümünde çalışarak biyolojik çeşitlilik ve tarımda sürdürülebilirlik üzerine projeler üretiyor. Mikroskobik dünyayı keşfetmek ve doğaya faydalı çözümler bulmak için tutkuyla çalışıyor.

Yanıt Bırakın.

Exit mobile version